ÇALTILIÇUKUR
Köy, Karpuz Irmağı'nın kolu sayılabilecek bir dere yakınına kurulmuştur. Su değirmenleri, bağ ve bahçeleri ile meşhurdur. Köyün kuruluş hikâyesi eskilerin anlattıklarına göre, Kartaca’nın kuruluş efsanesine benzer. Köyün geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Merkeze uzaklığı 45km'dir
GÜÇLÜKÖY (FERSİN)
Köyün kuruluşu kesinlikle bilinmemektedir. Defter-i Hakani ‘de adı ‘Fersun’ olarak geçer. Işık anlamına gelen Fersun, uzun süre Fersin olarak kullanılmıştır. Sonradan bu isim Güçlüköy olarak değiştirilmiştir. Köy eski Alanya kervan yolu üzerindedir. Köy kuzey tarafı dağlarla kapalı engebeli bir arazide kurulmuştur. Burada düzlük çok küçük ve taşlıktır. Güçlüköy’ün ekonomik durumu Tarım ve hayvancılığa dayanır. Akseki’nin güneyinde 35 km mesafededir.
MURTİÇİ
Murtiçi ,1955 yılında Taşlıca Köyünden gelen bazı kişilerce kurulmuştur. Gölbaşı ve Yeni mahalle olmak üzere iki mahalleden kurulmuştur. Halkın büyük bir kısmı bağcılıkla uğraşmaktadır. Akseki’ye 28 km mesafededir.
TAŞLICA (KİLİSALİ)
Eski adı Kilisali olan Taşlıca vaktiyle Murt denilen bir köyle beraber mütaala edilerek Taşlıca Maa-Murt adı ile anıldı. Murt bir müddet nahiye merkezi olarak vazife gördü
Köyün , ne zaman kurulduğuna dair kesin bir kayıt olmamakla beraber Roma ve Selçuklular devrinin izlerine rastlamak mümkün. Taşlıca, Toros dağlarının bir vadisinde ve Tuzaklı Dağının yamacında kurulmuştur. Geçim durumu bağcılık, hayvancılık ve tarım olmakla beraber Akseki’ye mesafesi 36 km dir.
ÇUKURKÖY
Eskiden büyük bir yer olan, Çukurköy murtiçi’nin doğusunda üç tarafı dağlarla çevrili önü boğaz biçiminde açık, şirin bir köydür. Köyün tarihi bilinmemekle beraber Romalılar dönemine kadar gittiği söylenir. Köy halkı tarım ve hayvancılıkla uğraşır. Akseki nin güneyinde 38 km mesafededir.
GÜZELSU (SÜLLES)
Köyün kimin zamanında ve hangi tarihte kurulduğuna dair bir bilgi yoktur. Fakat köyün yakınlarındaki tarihi kalıntılar, Güzelsu’nun çok eski tarihlerde kurulduğu anlaşılmaktadır.
Eski adı, Silles(Sülles) dir. Bu isminde nereden geldiği bilinmemektedir. Yalnız eski kütük defterlerinde Sülhas yazılı olmasına rağmen Silyas adındaki bir kumandanın ismine dayanarak köye bu ismin verildiği söylentisi yaygındır. Kurtuluş savaşının zaferle sonuçlanmasından sonra Güzelsu ismi verilmiştir. Bu ismin verilmesine neden köyde bulunan güzel bir su kaynağıdır. Akseki ile Gündogmuş kazaları arasında ,Serebel denilen ormanlık bir bölgenin gerisinde Akdeniz’e bakan bir arazi üzerinde ,Torosların güney kısmında ,hakim bir tepede kurulmuştur .Güzelsu’da Meşrutiyet devrinde açılmış bir ilk okul vardır. Bu okul Cumhuriyet devrinde tam kadrolu hale getirilmiştir. Akseki ye 35 km mesafede olup halkın geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.
PINARBAŞI (MİNVAL-MANAVUL)
Köyün kuruluş tarihi bilinmemekle beraber kilise belindeki kilise kalıntıları bakılırsa Romalılar devrine kadar uzandığı söylenebilir. Türkler ,7 aile olarak buraya yerleşmişler Minval (Manaul) denen burası bir ara Yelkaya ,daha sonra Pınarbaşı adını almıştır
Köy, eski zamanlarda Malan-Alanya kervanlarının konaklama yeri olmuştur. Köy halkının geliri Tarım ve hayvancılık olup merkeze uzaklığı 35 km dir
ALAÇEŞME (ALAKİLİSE)
Köyün kuruluşu 800-900 yıla kadar uzanır. İlk kez Yörükler tarafından kurulduğu söylenir. Rumlar ,önceleri aşağıda, sonradan şimdi köyün olduğu yerde yerleşmişlerdir.
Çevredeki en eski köylerden biridir. Rumların devrinden kalma kilise ,yakın zamana kadar sağlamken, bakımsızlık yüzünden yıkılmıştır. Diğer binaların yıkıntılarına rastlamak mümkündür. Köyün adı Osmanlı kayıtlarında Ala kilise’dir bu isim’de köyde bulunan kilisenin süslü ve işlemeli yapıya sahip olmasından ‘dır.Daha sonraları İl meçlisi kararı ile Ala çeşme olmuştur. Ala çeşme Akseki’nin güney batısında ve merkeze uzaklığı 17 km dir. Köyün başlıca geçim kaynağı hayvancılık ve az miktarda tarımdır.
CEMERLER
Köyde ,Roma ve yunan devri kalıntılarına rastlanır. Cemerler adının camelden (deve) geldiği sanılmaktadır. Halkının göçebe olması ve deveyle göçmeleri nedeniyle bu ismi almıştır. Cemerler Akseki’nin 20 km güneyindedir. Köy halkı tarım ve hayvancılık yapmaktadır.
ERENYAKA (VİRANYAKA)
Nevahi-i Alaiye (Akseki) ile Alanya’yı birbirine bağlayan kervan yolu üzerinde, Selaattin Derbendi ağzına yakın, Şadırvan Dağına yaslanmış tipik bir köydür. İlk zamanlar Mahmutlu’ya (Bergos) bağlı idi. Eskiden Alanya’ya bağlı olan köyün kuruluşu eski olmakla beraber ‘Viranyaka’ adının neye dayanarak konduğu bilinmemektedir. Halkın geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Erenyaka Akseki’nin güneyinde 21 km mesafededir.
GÜNEYKAYA (GÖNYAT)
Kimler tarafından ne zaman kurulduğunu gösterir bir belge yoktur. Köyün yaşlıları bölge halkının Anadolu Selçukluları zamanında doğudan gelen göçmen Türkmenler ‘den olduğu söylerler. Köy iki mahalleden oluşmaktadır başlıca geçim kaynakları tarım ve hayvancılık olup ormanda işcilikte yapmaktadırlar. Güneykaya Akseki’nin güneyinde ve 35 km mesafededir,
KEPEZ (KIŞLA)
Köyün kuruluşu hakkında kesin bilgi yoktur. Bir görüşe göre; Manavgat ile Akseki arasında göçebelik hayatı sürdüren Yörükler zamanla buraya yerleşmişlerdir. Köye kışla denmesinin Nedeni ;Bu yerleşme yerinin kışla sayılması, kışlaya benzetilmesidir. Toros dağları üzerinde, kırsal ve dik bir arazide kurulmuştur. İki mahallesi vardır köyün batısındaki kısmı Karaahmetler ismi ile anılmaktadır. İki mahalle arasındaki mesafe 20 dakika sürmektedir. Köy halkının geçim kaynağı hayvancılıktır. Akseki’nin güney batısında 45 km mesafededir.
MAHMUTLU (BERGOS)
Defter-i Hakani de kayıtlıdır.Bir süre Alaiye Sipahisi tımar olarak verildiği için bölgeye Tımariçi denilmektedir. Bergos ismi ,burada yetişen Alim Şeyh Abdurrahmanzade Efendiye izafetle, Mahmutlu olarak değiştirilmiştir. İlçeye mesafesi 25 km dir. Köy bir dağ köyü olup hayvancılık ve tarımla geçimini sağlamaktadırlar.
SİNANHOCA (İVGAL)
Köy bundan 120 -200 yıl önce, şimdiki yerin 500-1000 m. doğusunda dağınık bir haldeydi. Halk, tarım yapma amacı ile,ırmak kenarına dogru inerek şimdiki yerde yerleşmiştir. Sinanhoca’nın eski ismi ‘OLGAL-İVGALU’ dur. Adı ,Cumhuriyet ‘in kuruluşundan sonra, köyde yaşayan bir hocanın ismine izafeten ‘SİNANHOCA’ olarak değiştirilmiştir. İlçeye mesafesi 33 km dir. Halkın geçim kaynağı Akdeniz iklimi sürmesinden dolayı tarım ve sebzecilik ileri düzeyde az miktarda da hayvancılıkla uğraşılmaktadır.
AŞAGIIŞIKLAR
Eskiden Mahmutlu köyünün bir mahallesi olan Aşağıışıklar köyü, Osmanlı zamanında kurulmuştur. Kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Buralarda Eti, Romalılar ve Yunanlıların yaşadığı söylenmesine rağmen bunlara ait bir esere rastlanılmamıştır. Köy Akseki’nin güney batısında 23 km mesafededir. Köyün büyük bir çoğunluğu dışarıya göç vermiş köyde yaşayanların geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır
CENDEVE
Köyün tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Kuyut-u Atika arşivinde cendeve, Mahmutlu(Bergos)köyünün bir mahallesi olarak kayıtlıdır. Defter-i Hakani kayıtlarında rastlanan Görsele köyünün Cendeve sınırları içinde olması muhtemeldir. Toroslardaki bir yamaca kurulan köy Akseki’nin güneybatısında ve 16 km mesafededir. Halk genellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşır.
GERİŞ
Geriş, Arapca’da iyal, büyük evlat anlamına gelmektedir.1954 yılına kadar köy olan Gerişte bu tarihte bucak teşkilatı kurulmuş bağlı köy sayısıda 12 dir.Geriş’in kuruluş tarihi ve kurucuları kesin olarak bilinmemektedir. Bazı söylentilere göre, ilk kurucuları orta Asya’dan gelmiş Yörük denen Türkmenlerdir. Toros dağlarındaki bu küçük köy, bölgede bulunan horasan yapılar ve yerleşim yerlerinin çokluğu nedeniyle Köyün kuruluşundan öncede yaşantının olduğu söylenmektedir, Geriş, Akseki’nin güney batısında 18 km mesafededir. Geriş köyünün geçim kaynakları ,hayvancılık ve azda olsa tahıl, sebze ve meyve yetiştiriciliğidir.
HOCAKÖY
Söylentilere göre köy 450 yıl önce kurulmuştur. İlk yerleşme avlu denen yerde olmuştur. Daha sonra ,bu gün tarım yapılan Dereköy denilen köy içi mevkiine yerleşmişlerdir.
Eski kayıtlarda köyün ,bazen ayrı ,bazen Gönyat’la beraber Çöngere nahiyesinde bağlı olduğu görünür.. Köy ,bir sürede Murt nahiyesine bağlı kalmıştır. Akseki’nin güneybatısında olan köyün Akseki’ye mesafesi 40 km dir. Ekonomik durumu hayvancılık ve tarımla uğraşmaktadırlar.
KEPEZBELENİ (ESKİHİSARLIK)
Köyün kuruluşu hakkında kesin bir bilgi yoktur. Eski vakıf kayıtlarında ismi ’Eskihisarlık’ olarak geçer. Eskiden köyün güneybatısında bulunan Mudus köyü salgın bir hastalık nedeni ile dağılmış ,bir kısım halk ,Eskihisarlık’a gelip yerleşmiştir. Nitekim Mudus arazisi bu gün Kepezbelenliler tarafından işletilir. Köy halkı Manavgat’la Akseki arasında göçebe hayatı yaşayan Yörüklerdir. Halkın geçim kaynağı arazilerinin verimsiz olması nedeni ile sadece hayvancılıkla uğraşılmaktadır. Akseki’nin güneybatısına düşen köyün kazaya mesafesi 47 km dir.
SADIKLAR (GRAVANDA)
Kuruluş tarihi kesinlikle bilinmemektedir. İlçenin en eski köylerindendir. Topraktan çıkan paralar dan 6. yüzyılda yerleşme bölgesi olduğu sanılmaktadır. Sadıklar’ın adı Defter-i Hakani de Gruganda(Gravanda) olarak geçer. Köy 1922 yılında Sadıklar adını almıştır. Köyde Romalılardan kalma kalıntılar mevcuttur. Sadıklar köyü Akseki’ye18 km mesafededir. Köy halkının büyük bir bölümü dışarıdadır kalan köylülerde hayvancılıkla ve az miktarda da tarımla uğraşmaktadır.
BADEMLİ (BODAMYA)
Nereden ve ne zaman geldikleri bilinmeyen 2 aşiret bu günkü Göz ve Boriçi pınarı adı ile anılan pınarların başına yerleşmişler. Bodamya ismi Türkçe anlam taşımadığı için adını Bademli olarak değiştirilmiştir. Köyün başlıca geçim kaynağı kaşıkçılıktır ,ayrıca tarım ve hayvancılıkta yapılmaktadır. Bademli Akseki’nin kuzeyinde 45 km mesafededir
CEVİZLİ
Antalya ile Konya arasında, bir kilit noktası olan Cevizli900 yılı aşkın bir geçmişe sahiptir. Eski kayıtlardaki adı GAĞRAS’tır. Kasabanın tarihi hakkında Antalya ,Alanya ve Akseki tarihlerinin dışında bir bilgiye rastlanmamaktadır. Kanuni döneminde cevizin bolluğu kavunun güzelliği nedeniyle CEVİZLİ ismi ile anılmıştır. Cevizli Torosların tam kucağında, tatlı meyilli bir vadi üzerine kurulmuş sırtını yamaca dayamıştır. Cumhuriyetin 10.uncu yılında yanan ve harap olan Cevizli’ de ilk şehir plancılığı o zaman tatbik edilmeye başlanmış bu günkü güzel duruma erişilmiştir. Ekonomik imkansızlıklar Tüm Akseki yöresinde olduğu gibi, Cevizli halkında gurbetçiliğe itmiştir. Yörede sınırlı arazide tarım ve hayvancılıkla da uğraşılmaktadır. Cevizli Akseki’nin 30 km kuzeyinde şirin bir nahiye’dir.
DEGİRMENLİK
Köy, ismini köyde bulunan değirmenlerden almıştır. Şimdiye kadar köyün kuruluşunu bildiren yazılı bir belgeye rastlanmamıştır. Degirmenlikliler ,köyün bir aşiret tarafından kurulduğunu söylemektedirler. Arazinin durumu ve bol suyu ,bu fikri kuvvetlendirmektedir. Değirmenlik köyü ,orta Toroslar’da Gidengelmez dağı eteğinde kurulmuştur. Köy genellikle bir dağ ve orman köyü özelliği taşımaktadır. Değirmenliğin geçim kaynağı tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Değirmenlik Akseki’ye 40 km mesafededir.
GÜNYAKA (EMERYA)
Köyün kuruluş tarihine ait bilgilerimiz çok azdır. Köylüler Atalarını ta Göktürklere dayandırır. Göçler sebebiyle Seyhan ve Ceyhan bölgelerine yerleşip, oradan Antalya bölgesine dağılan Türkmenler’den bir kısmının köye geldiğini ,7 çadır kurarak sürücülüğe başladıkları söylenir. Geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.
Defter-i Hakani’de köy ,Cevizli’nin bir mahallesi olarak kayıtlıdır. Roma, Bizans egemenliğinin hüküm sürdüğü de tahmin edilmektedir. Köy dört tarafı dağlarla çevrilidir. Köy ,birçok dağınık mahalleden kurulmuştur. Günyaka köyü Akseki’nin kuzey batısında 45 km mesafededir.
KUYUCAK (LARMA)
Kuyucak köyünün eski adı Larma ‘dır. Kuyucak köyü, bölgenin, hatta toroslar’ın en fazla reçine üreten köylerindendir .Kuyucak köyünün kuruluşu, Hititler’e(Etiler) kadar uzanır. Kuyucak Akseki’ye 77 km mesafededir. Köyün başlıca geçim kaynakları hayvancılık ve tarımdır.
SUSUZŞAHAP
Köyün kurulduğu yer, su bakımından fakir olduğu için köye susuzşahap adı verilmiştir. Söylentilere göre köy 200 yıl kadar önce Isparta’dan gelen Sapartelevi, Emirdag’dan gelen Emir Ahmet Uşakları, Akseki’den gelen Gökaga uşakları ve Yarpuz’dan gelen Halilemü uşakları sülaleleri tarafından kurulmuştur. Eski kayıtlara göre, önce köyde önceleri 19 hane vergi verirdi, Köyün geçim kaynağı hayvancılık ve az miktarda tarım olmuştur. Susuzşahap köyü Akseki’nin kuzeyinde ve 43 km mesafededir.
YARPUZ (DOGRUL)
Doğrulun Doğrul oluşu üstüne üç türlü tarihi, esatiri rivayet vardır. Bunlardan birincisine göre; Horasan ilinde iki ermiş kişi yaşamaktadır. İlim ve takva sahibi ermişlerden birinin adı Konya ,diğerinin ise hacı Doğru dur. Bilinmeyen bir nedenle, horasan ilini terk eden ermişler, Güvercin şekline girerek, batıya doğru yola çıkmışlar.
İkonyum üzerine geldiklerinde, adı Konya olan ermiş İkonyum üzerine konar: Hacı doğru ise ise yoluna devamla toros sıra dağları silsilesinden Doğu ciheti Yaylacık, Batı yönünde Alişar dağları bulunan yeşil bir vadiye gelip konar. Bu nedenledir ki İkonyum (Konya) Hacı Doğru(Doğrul) olur. İkinci rivayete göre; Oguzboyu Türk beylerinden Tuğrul bey adında biri ,oymağı ile birlikte gelir, Dogrul köyünün olduğu yere yerleşir, yeni yurduna kendi adını vererek köyünün adına Tuğrul der. O günden bu güne Akıp geçen zamanlar içinde ve halk dilinde Tuğrul ,Doğrul olmuştur. Üçüncü ve son rivayet gelince Tuğrul bey Horasan ilinden gelip Yaylacıkla Alışar dağlarının arasındaki yeşil vadiye konmuş olan hacı doğrunun isteği üzerine yurtlarının adını Hacı Tuğrul koymuşlardır. Hacı Tuğrul zaman içinde Doğrul olmuştur. Dogrul halkının geçim kaynağı hayvancılık ve tarımdır. Yarpuz Akseki’nin 20 km kuzey batısındadır.
CECELER
Tarihi eski kayıtlarda Bucak Dogrul , Maa kışla olarak geçer. Köyün aslı ’Beyaz Müslüman Arap’tır .Buraya gelişleri ve köyün kuruluşu, tarihi kaynaklara göre 600 yılı aşar. Kuruluş, Anadolu’nun istilası zamanlarında sürülerini krallardan ve sancak beylerinden kurtarmak amacı ile göç eden Hacılar diye anılan bir sülaleye varır. Bu sülale ,ilim sahibi bir soydur. Ceceler köyü komşuları, doğusunda Karakışla, Güneyinde Yarpuz, Batısında Cevizli, Kuzeyinde Susuzşahaptır. Geçim kaynağı hayvancılık ve az miktarda tarım dır. Ceceler Akseki’nin Kuzeyinde ve 35 km mesafededir.
ÇINARDİBİ (TUTUZ)
Köy Manavgat ırmağının çıkış noktasına yakın, dağlık ve ormanlık arazide kurulmuştur. Kimin tarafından kurulduğu bilinmemektedir. Kurucularının ilk gelen göçebe Türkmenler’den olduğu söylenmektedir.
Defter-i Hakani’de Tutuz’a ait fazla bilgi olmamasına rağmen vaktiyle yakınında ’SOYKAR’ adında mezranın bulunduğu tespit edilmiştir .Ayrıca .Etiler ve Romalılar devrinde, köy çevresinin bir yerleşme bölgesi olduğu bir gerçektir. Çınardibi dağlık ve ormanlık bir araziye kurulmuş ve Akseki’ye mesafesi 35 km dir.
GÜMÜŞDAMLA
Eskiden İbradı’ya bağlı olan Gümüşdamlanın göçebe Yörükler ve Zeylan ismiyle anılan birkaç aile tarafından kurulduğu söylenir. Kuruluş hakkında belli bir belge ve tarih yoktur.
Gümüşdamla, Orta Toroslar içerisinde, Manavgat ırmağının yardığı derin bir vadide kurulmuştur. Köy halkı tarım ve hayvancılıkla geçinir son yıllarda bağcılık , meyvecilik ve sebzecilik gelişmiştir. Akseki’nin kuzeybatısında bulunan Gümüşdamla Akseki’ye 41 km mesafededir.
KARAKIŞLA
Defter-i Hakani’de Kara Doğrul olarak kayıtlı olmasına rağmen köyün tarihi hakkında bilgiler çok azdır. Halkının Konya civarından göçüp burada yerleşen Türkmenlerden olduğu söylenir. Köy Akseki’nin kuzeyinde, Cevizli’nin doğusunda, Ceceler-Yarpuz arasında dağlık bir arazide kurulmuştur. Toprakları verimli sayılmaz ,hayvancılıkla geçimi sağlamaktadırlar. Köy Akseki’nin kuzeyinde 38 km mesafededir
SALİHLİ (HOTARYA)
Kuruluşu, tahminlere göre 200-300 yıl önceye dayanmaktadır. Köy halkı 3 kökten türemiştir. Bu kökler; Topaloglu, Memişoglu ve Deli Ali’dir. Köy Toros dağlarında küçük tepelerin eteğinde kurulmuştur. Köy halkının birbirine karşı davranışları ve ilişkileri iyidir. Eski geleneklerine bağlıdırlar. Köyün temel geçim kaynağı orman işçiliği ve hayvancılıktır. Salihli ‘nin Akseki’ye mesafesi 35 km dir.
SÜLEYMANİYE (SİMYAN)
Süleymaniye köyü çevrenin en eski kültür merkezlerinden biridir. Köy toroslar’ın üzerine kurulmuş Akdeniz iklimi olmasına rağmen iklimi sert dir. Süleymaniye köyü geçimini çiftçilik ve hayvancılıkla sağlar. Halkın belli bir kısmı İstanbul’dadır. İstanbul’da olanlar ticaretle uğraşırlar. Süleymaniye Akseki’nin kuzeyinde ve 50 km mesafededir
AKŞAHAP
Kuruluş tarihi kesin olarak bilemiyoruz Eski kayıtlardaki adı Ereşahap’tır. Kanuni devrinde 69 hane ile 5119 akçe verdiği kayıtlıdır. Bugün bulunamayan Sarıabbas köyü, Akşahap’tan ayrılmıştır. Vakıflarda kayıtlı olan Akşahap cami, Abdülkerim çavuş isimli bir şahıs tarafından yaptırılmıştır. Akseki ile İbradı arasında Aksekinin 12 km batısındadır. Akşahap halkı rençberlik, hayvancılık, yapıcılık ve ticaretle uğraşır. Köyün adının nereden geldiği hakkında bilgi yoktur. ama geçmişi hakkında bilinen, Teke Türkmenlerine (Tekeli Yörükleri diye de bilinir) ait Aksekili boyundan Orta Asya'dan gelmiş Türkmenlerdir. Köyün gelenek, görenek ve yemekleri hakkında bilgi kısıtlıdır. En ünlü yemeği etli bulgur pilavıdır. Buna ek olarak Filiz aşı ve ekşi tahranada eklenir. köyün kültür ve gelenekleri özellikle cenazelerde ve düğünlerde yaşatılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca her yıl ağustos ayının ilk pazarında 2 gün süren şenlik yapılmaktadır.1 gün akşamı köy meydanında toplu halde eğlence tertip edilmekte.2 gün ise meşhur etli bulgur pilavı yenildikten sonra köy camisinde mevlit okutulmaktadır. Son 4 yıldır yapılan şenliklerde hilmi koçak tarafından fotoğraf sergisi ve kemal şengül tarafından ağaç yontu sergileri açılmaktadır..
BUCAKALAN(BUCAKİLVAT)
Bucakalan ,Büyükalan (Büyükilvat)’ın bir mahallesiyken Daha sonra ,Müstakil bir köy olmuştur. Eski kayıtlardaki adı ‘Armagan Bucak’tır. Köy Akseki’nin 7 km güneyinde bir çukurun içinde kurulmuştur. Köyde yaşayanlar tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadırlar.
BÜYÜKALAN (BÜYÜKİLVAT)
Kuruluşu kesin olarak bilinememektedir. Defter-i Hakani kayıtlarında ‘yerle’ Karyesi’nin bir mahallesi olarak görünür. Büyükalan Yerle Karyesi dağıldıktan sonra büyükbir köy manzarası alıyor. Böylece ,eskiden Yerle’nin mahallesinden sayılan Belenalan ve Bucakalan köylerinden ayrılmış oluyor. Büyükalan Akseki- Antalya asfaltı üzerinde bir tepe üzerine kurulmuştur, Akseki’ye mesafesi 7 km dir. Büyükalan köyünde köye ekonomik bir etkinlik kazandıracak doğal bir kaynak yoktur. Tarım ürünleri ancak köylünün kendisine yetecek kadardır..
ÇİMİ
Köyün kuruluş tarihi ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. Aksaray, Erzincan taraflarından Çime’li Türkmenlerinden bir kolun buralara gelip yerleştikleri sanılmaktadır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında Çimi Padişahın haasları (şahsi toprakları)arasında idi. Köyde Osmanlı devirlerine ait belge niteliğinde değerli fermanlar, kılıçlar, bakır kaplar, silahlar beratlar bulunmakta iken bir çoğu çıkan yangında kül olmuştur.
Köy, Akseki’nin doğusunda 6km uzaklıkta batı torosların kollarından olan bir dağ yamacına kurulmuştur. Köy ilçenin merkez köyüdür dört mahalleden ibarettir, konut yapısı genellikle çevrenin özelliklerini aynen korur buradaki evler genellikle 2 katlıdır birinci katta hayvanlar barınır. Köy 1945 yılındaki yangında hemen hemen yanmıştır. Halkı tarım ve hayvancılıkla geçinir. Son zamanlarda köyden dışarıya büyük göç vermiştir.
DUTLUCA (GELVES)
Çevrede ilk kurulan büyük köylerden biridir .Fakat kimin kurduğu, kimlerin oturduğu kesin olarak bilinmemektedir. Defter-i Hakani kayıtlarında adı Gelvestir. Cumhuriyetten sonra adı Dutluca olarak değiştirilmiştir. Hacet kanı türbesi köylülerin ziyaret ettikleri mevlüt okutup dilekte bulundukları yerdir. Köy Akseki’nin doğusunda 2km mesafede ve karşılıklı iki dağın arasında kurulmuştur, köyün başlıca geliri tarım ve hayvancılıktır.
GÖDENE (MENTEŞBEY)
Eski kayıtlardan ;bir dini merkez olduğu anlaşılan Gödene ,tarihi Götenna civarında kurulmuştur. Civarında eski köprü ,eski su yolları, zeytin ezme makinesi kalıntıları ve kale tepesinde eski mezar taşlarına rastlanmaktadır. Vakıf kayıtlarından Alüser diye okunabilen bir yerde en eski cami kaydına rastlanmıştır. Bundan başka Hüseyin Bin Mustafa’nın yaptırdığı camii ile Hacı Dursun’un yaptırdığı camilerde vakıf kayıtlarında görülür. Araştırma ve söylentilere göre 600-700 yıl önce Menteşbey adındaki bir kişi tarafından kurulmuştur.
Köyün etrafında Manavgat ırmağı, Minareli, Sarıhaliller, Sinanhoca köyleri, Ivgal suyu, Sırabbas deresi bulunmaktadır. Köy halkının büyük bir kısmı geçimini sebzecilik ve hayvancılıktan sağlar. Gödene; Akseki’nin batısında 18 km mesafede kurulmuş şirin bir köydür.
MİNARELİ (MİNARİYE)
Kuruluşu bilinmemekte olup Köyün kurulduğu yer tarihi Götenna şehri çivarıdır. Başbakanlık kayıtlarında Menariye, Alanya sipahilerinin bir tımarı olarak gözükür. Köy Torosların kolu olan tarsus dağı ile koru dağının arasındaki vadide kurulmuştur. Doğusunda Sarıhaliller, Batısında ırmak vadisi, kuzeyinde Gödene, güneyinde Cendeve köyleri bulunmaktadır. Köyün başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Akseki’nin güney batısında 20 km uzaklıktadır.
SARIHALİLLER
Defter-i hakani’de ve sonraki vakıf kayıtlarında Sarıhaliller diye kayıtlıdır. Köyün yakınlarında eskiden yerleşip yurt kuran Doyular ile Sarıabbas köylerinin ev yıkıntıları mezarlıkları vardır. Köyde su yoktur Havuz-u Kebir denilen kuyularda toplanan yağmur sularıyla ihtiyaçlarını sağlamaktadırlar. İlçe merkezinin 8 km batısında yer alan köyün başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.
BELENALAN(BELENİLVAT)
Belenalan köyü. Akseki ilçesinin 6 km güneyinde hafif bir tepenin üzerinde kurulmuştur. Halkının 250-350 yıl önce Antakya’nın Belen bölgesinden geldiği söylentiler arasındadır. Bu yüzden önce Belen adı verilen köy, sonradan Belenilvat ve daha sonra belenalan ismini almıştır.
Belenalan çevresindeki eski kalıntılardan varılan sonuca göre buralarda Roma ve Selçuklu halkının da barındığı sanılmaktadır. Belenalan, gurbete çıkarlar, tablaları Bosna-hersek’ten, Yemen’e kadar uzanır ve önemli kazançlar elde ederek köylerine geri dönerlerdi.
BUCAKKIŞLA-GÜNEYKIŞLA
Defter-i Ha kani’de Bucakkışla Minariye ‘ye (Minarali) bağlı olarak görülür. Bucakkışla vaktiyle Pazar yeri denilen, Akseki pazarının kurulduğu yere çok yakındır. Köy dağ yamacında, engebeli bir arazi üzerine kurulmuştur. Doğusu Akseki ve magrap dagı ,batısı Emiraşıklar ve Sarıhaliller köyü, Kuzeyi Güneykışla ile çevrilidir Akseki’ye 5 km mesafededir.
ÇANAKPINAR (ALAVADA)
Köy, görünüş itibarı ile çok eski değildir. Bir aşiretin yerleşmesinden sonra geliştiği göze çarpar. Çanakpınar Akseki’nin doğusunda ve 6 km mesafede kurulmuştur. Köyün dört tarafı yüksek dağlarla çevrilidir. Köyün ekonomik durumu tarım ve hayvancılık olup tarım ürünleri ancak köye yetecek kadardır ,köye ,ekonomik etkinlik kazandıracak doğal kaynak yoktur.
DİKMEN (DİDİRE)
Kuruluşu ve kurucuları kesin olarak bilinmemektedir tahminen 400-500 yıl önce kurulduğu sanılmaktadır. Zamanla köy Dedire Nam Kayrası olarak adlandırılmıştır, etrafının tamamen dağlarla çevrili oluşu nedeniyle ‘Demirçat’ imside verilmiştir.
Bugün köyün adı, üzerinde kurulduğu dağın ismini alarak ‘Dikmen’ olmuştur. Köy Akseki’nin kuzeyinde Dikmen dağı eteklerinde engebeli bir araziye kurulmuş Akseki’ye 13 km dir. Köy halkı hayvancılık ve tarımla uğraşmaktadır.
EMİRAŞIKLAR
Bucakkışla köyünden sonra veya Bucakkışla ile Minariye’den ayrılarak kurulan bir köydür. Evvelce Minariye ve Bucakkışlada yerleşen dervişlerden, Genç Abdal, Musa Abdal gibi dervişler buraya gelmişlerdir, Köyde bu dervişlere ait türbelerde mevcuttur. Köyün başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olup zaman zaman kilim dokumacılığı da yapmışlardır. Emiraşıklar Akseki’nin 6 km batısında kurulmuş bir köydür.
HÜSAMETTİN (YUKARI BUCAK)
Bir söylentiye göre Saruhanogullarından 4 kişi ayrılarak yukarı manisamın bir bölümüne yerleşmişlerdir. Zamanla nüfus çoğalmış su ihtiyacını karşılayamaz olmuşlar bu sebeple bir kısmı Kerimoglu semtine bir kısmı da Asartepesinin güney eteklerine yerleşmişler. Asardibi rutubetli ve bunaltıcı olduğundan Hüsamettin diye bir kişi bu günkü yerinde olan tarlasına ev yapmış birde kuyu açmıştır. Burasının yerleşmeye elverişli gören yakınları da buraya yerleşmişlerdir.
Akseki’nin 5 km güneydoğusunda asar dağının eteklerinde kurulan köyün doğusunda Çimi, Kuzeybatısında Dutluca, güneyinde Çanakpınar ile komşudur. Hayvancılık ve tarım başlıca geçim kaynaklarıdır.
SARIHACILAR
Belenalan gibi tarihi köylerimizden biridir. Defter-i Hakani de bağımsız olarak kayıtlı degildir. 600-700yıllık bir geçmişe sahiptir. Söylentilere göre Türkistan’dan gelen beş aşiretin bir kolu tarafından kurulmuştur. Aynı aşiretten gelen Sarıhaliller de aynı zamanda kurulan köydür. Ayrıca çevresindeki eski millet egemenliklerinin varlığını gösteren tarihi kalıntılar vardır. Köyde su yoktur su ihtiyacını mevcudu 12 olan sarnıçlardan temin etmektedirler Geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olup, köyde göç nedeniyle yaşantı bitmek üzeredir Sarıhacılar Akseki’nin güneyinde 8 km uzaklıktadır.